1 Nisan şakasının kökeni nedir?
1564 yılında Fransa kralı IX Charles, yıl başlangıcını Ocak ayının birinci gününe aldı. Daha önce Avrupa da yaygın olan yıl başlangıcı Mart 25 idi. O zamanki iletişim şartlarında IX Charles'in bu kararı fazla yayılamadı. Duyanlar ise protesto amacıyla eski adetlerine devam ettiler.1 Nisan'da partiler düzenlediler. Diğerleri ise onları Nisan aptalları olarak nitelendirdiler.1 Nisan'a bütün aptalların günü adını verdiler. Bu günde diğerlerine sürpriz hediyeler verdiler, yapılmayacak partilere davet ettiler, gerçek olmayan haberler ürettiler. Yıllar sonra Ocak ayının yılın ilk ayı olmasına alışılınca, Fransızlar 1 Nisan gününü kendi kültürlerinin parçası görerek devam ettirdiler. Oradan da bütün dünyaya yayıldı.
İnsanlar niçin içki kadehlerini tokuştururlar?
Bu konuda iki ayrı açıklama vardır. 1) İnsanların beş duyusunu tatmin amacıyla şarap kadehini sofrada çın sesiyle tokuşturmak. Şarabın rengi, görme; diliyle tat alma; burunla koklama;eliyle dokurma,ve çın sesiyle işitme. Şarap bütün duyguları tatmin eder anlamını taşır. 2)Antik çağlarda bir insanın düşmanını yemeğe davet edip,ona zehirli içki sunması doğal sayılıyordu. Ev sahibi içkinin zehirsiz olduğunu kanıtlamak için kendi içkisini havaya kaldırır ve misafirin içkisinden bir yudumun kendi kadehine dökülmesini isterdi. Sonra aynı anda içkilerini içerlerdi. Misafir böyle durumda ev sahibine güvenini göstermek için kadehini ev sahibinin yukarı kaldırdığı kadehe hafifçe vurur, çın sesiyle içkiyi denemeye gerek olmadığını gösterirdi.
Çinliler yiyeceklerini niçin çubukla yerler?
Çinlilerin yemek yeme alışkanlıklarının yiyeceklerini çok küçük parçalar halinde yemelerinden çubuk kullandıkları anlaşılıyor.Çin de eskiden yalnızca zenginler masada otururlardı. Halkın çoğunluğu tabakları ellerinde yemek yerlerdi. Bir elleriyle tabaklarını tutar, öteki elleriyle çubuk kullanarak beslenirlerdi. Hızla artan nüfus yüzünden yiyecek sıkıntısı çeken çinliler önlerindeki yiyeceği küçük parçalar halinde çoğaltarak yiyorlardı. O zamanlar ağaç sıkıntısı nedeniyle de tahta kullanımı kısıtlıydı. Masa kullanımı bu yüzden çok zordu. Çubuklar fildişinden ve kemikten yapılırdı.
Dünyanın en çok söylenen şarkısı hangisidir?
Bu şarkı "Happy birthday to you" dur. Şarkının asıl kaynağı Amerika'lı iki kız kardeşe aittir. Orijinal adı "Good Morning to All" yani " hepinize günaydın"dır. Daha sonra güftesi değiştirilerek bütün dünyaya yayılmıştır. Fakat telif hakkı kardeşlere aittir, onlardan sonra da Warner/chappel müzik şirketine geçmiştir. Müzik ticari amaçlı kullanıldığı zaman şirkete ödeme yapma zorunluluğu vardır.
Yapıştırıcılar nasıl yapıştırıyor?
Yapıştırıcıların sağladığı yapışma olayı aslında kimyasal bir reaksiyondan başka bir şey değildir. Günümüzde imalatçılar yapıştırıcıları sentetik malzemeler kullanarak yaparlar. Yapışma olayında benzer veya ayrı malzemeden iki madde, bir de yapışkan gerekir. Burada en önemli görev yapıştırıcıdadır. Yapıştırıcının moleküllerinin diğer iki madde molekülleri ile birleşme eğilimi gösterir bir yapıda olması gerekmektedir.
Mezara niçin çiçek konulur?
İlk olarak Mısır Firavunu Tutamkamon'nun milattan önce 1346 da öldüğünde mezarının çiçekten taçlarla kaplandığı saptanmıştır. Kuzey Avrupa da ise M.Ö 2000 yıllara kadar mezara çiçek konduğu belirlenmiştir. O zamanlarda bu çiçeklerin amacı iyi ruhları çekme, kötü ruhları kovma amacıylaydı. Sonradan ise asıl amaç cesetler çürürken çıkan kokuyu kamufle etme amacını taşır. Servi ağacı da bu nedenle mezarlıklarda kullanılır. Ağacın yaprakları rüzgarı önler, kendine özgü ferah kokusu vardır. Cenaze törenlerinde siyah giyinmenin amacı da mezarlıklarda hayaletlerden sakınmak amacı taşımaktadır.
Satrançta şah niçin o kadar pasiftir?
Çünkü şah koruma altındadır. Zaten satrançta amaç şahı almaktır. O yüzden bütün taşlar onu korumakla görevlidir. Vezir ise başkumandan gibi şaha yardım eder. İleri geri, çapraz her yöne gidebilir. Batıda vezire Kraliçe adı verilmiştir. Bununla Kraliçe'nin Kralın en büyük desteği olduğunu işaret etmektir. Satranç 6. yüzyılda Hindular tarafından oynanmaya başlanmış, oradan dünyaya yayılmıştır.
İnsan korkunca niçin dişleri birbirine vurur?
Bir insan büyük bir tehlike veya korku verici olayla karşılaşınca vücudu otomatikman savunmaya geçer. Diğer canlılarda olduğu gibi dişler ve çene savunmanın ana mekanizmalarıdır.İşte bu nedenle ilk
insanlardan gelen kalıtımsal yapıdan dolayı önce çene ve dişler harekete geçer. Çenedeki
kaslar titrer, bu da sanki dişler birbirine vuruyormuş gibi görüntü verir.
Akıl ile zeka arasında fark nedir?
Akıl yalanla gerçeği, doğru ile yanlışı ayırabilme, bir konuda düşünce yürütebilme ve görüş bildirme yeteneğidir. İnsan olgunlaştıkça aklı gelişir. Zeka ise bir olayı önce anlama, ilişkileri kavrama, yargılama ve açıklayarak çözme yeteneğidir. Genel olarak 12 yaşına kadar gelişir, 20 yaşına kadar sürer sonra sabit kalır. Zeka bir insanın her türlü olay karşısında aynı yeteneği gösterebileceği anlamına gelmez. Bir besteci müzik yapıtını aklıyla değil zekasıyla yaratır. Fakat en basit matematik problemini çözemeyebilir. Sonuç olarak zeka, ruhsal olaylara, algı ve hafıza yeteneğine, tutkulara, eğilimlere göre farlılıklar gösterir. Akıl somut olarak ölçülemez, zeka IQ denilen testle ölçülebilir.
Dolunay insan davranışlarını etkiler mi?
İnsanlar arasında bu inanç oldukça yaygındır. Eskilerin Ay'ın dönemlerine bağladıkları boş bir inancın günümüze uzanan bir varsayımıdır. Bilim adamlarının yaptıkları bütün çalışmalar bu görüşün boş olduğunu kanıtlamıştır. Ay, dünyadaki okyanusların gel-git denilen suların alçalması ve yükselmesi olayı üzerinde doğrudan etkisi vardır. Vücudumuzdaki suyun oranı , okyanuslardaki su miktarıyla kıyaslanamaz. Yani Ay'ın çekim gücü insanı etkileseydi yalnız dolunayda değil her gün olması gerekirdi. Dolunayda ayın parlaklığı da pek önemli bir etken değildir. Çünkü gönderdiği ışık miktarı Güneş'in gönderdiğinin 600 binde biri kadardır.
Niçin gözyaşı dökeriz?
Dünyadaki canlılardan sadece insan ruhsal nedenlerle ağlar. İnsanı farklı kılan bu durum şüphesiz yaşam tarihindeki evrimin bir sonucudur. Aslında gözlerimize sürekli gözyaşı koruma amaçlı olarak salgılanmaktadır. Fakat ağlama ruhsal bir boşalmadır. Bu konuyu ilk inceleyenler Darwin'dir. Daha sonra yapılan deneyler sonucu görüldü ki soğan doğrarken akan göz yaşlarının kimyasal yapıları farklıdır. Ruhsal göz yaşları daha çok protein içermektedir. Fakat henüz bu farkın nedeni açıklanamamıştır.
Üç yaşından daha önce olanları için hatırlamıyoruz?
Bilim adamları geçmiş deneyimlerimizi saklayan hafızamızın beynimizde anı veya öykü şeklinde organize olduğunu ileri sürüyorlar. Üç yaşından küçükler bu şekilde iletişim kurma yeteneğine sahip değiller.Öykü ve anılarını anlatamıyorlar. Yer ve karakter kavramlarını anlamıyorlar. Üç yaşından küçükler düzgün konuşabildikleri,anlayış, seziş ve hafıza yeteneklerine sahip oldukları halde tüm olanları bir bütün olarak şekillendiremiyor, öyküye dönüştüremiyorlar.Hafızamız ne yaptığını ne yapıldığını 3-4 yaşlarında kaydetmeye başlıyor.
Yumurtanın niçin bir tarafı yuvarlak, diğer tarafı sivridir?
Eğer köşeli olsalardı kenarları dayanıklılık bakımından çok zayıf olurdu. En dayanıklı geometrik şekil küredir ama bu şekildeki yumurta yuvarlanacak olursa nerede duracağı belli olmaz. Yumurta yuvarlanınca düz gitmez. İnce tarafı üstünde dairesel bir yol çizer. Başladığı yere yakın bir noktada durur. Yani düz bir yerde kaybolması olanaksızdır. Yumurta, tavuğun yumurta kanalında küre şeklindedir. İlerlemesi sırasında arkada kalan dairesel kasların büzüşerek hem yumurtayı ileri iterler hem de bu kısmına baskı yaparak konik biçimini sağlarlar. Yumurtanın şeklinin nedeni de budur. Sürüngenlerde bu düzenek olmadığından yumurtaları küresel biçimdedir.
Develerin hörgüçlerinde ne var?
Genelde hörgüçlerinde su olduğu ve uzun yolculuklarında bu suyu kullandıkları söylenir ama doğru değildir. Develerin hörgüçlerinde 30-35 kg kadar yağ bulunur. Yiyecek bulamadıkları zaman bu enerjiyle hareketlerini sağlarlar ayrıca yağ çöl sıcağına karşı koruma görevi de yapar. Develer suya az gereksinim duyarlar. Burun mukozaları insana göre 100 kat daha büyüktür. Soluk alırken havadaki nemin üçte ikisini kazanabilirler. Su kaybını da dokularından kaybederler, kandaki su etkilenmez.
Çinlilerin gözleri niçin çekiktir?
Yalnız çinlilerin değil, Orta ve Güneydoğu Asya'da yaşayanların, japonların hatta Eskimoların da gözleri çekiktir. Aslında göz yapısı bütün dünyada aynıdır. Farkı yaratan göz kapaklarıdır. Çekik gözlü diye nitelendirilen ırklarda gözün üzerindeki göz kapağının ikinci kıvrımı, gözün üstüne daha çok inmiştir. Bazı teorilere göre bu kıvrım insanların gözlerini yoğun kar tabakasının, göz kamaştıran ışığından korumak için bir çeşit kar gözlüğü gibi gelişmiştir. Çinde ve öteki bölgelerde her ne kadar yoğun kar yağmıyorsa da onların atalarının buzul çağında kuzeyde yaşadıkları daha sonra güneye indikleri kanıtlanmıştır. Yalnız gözleri değil, burunları da rüzgara karşı korunmak için küçülmüş, burun delikleri soğuğu engellemek için daralmıştır. Ciltleri de koruma amaçlı olarak yağlıdır. Göz kapakları da yağlıdır. Gözü ve iç tabakalarını kara ve buza karşı korur. Yani çekik gözlü değil, düşük göz kapaklı, demek daha doğrudur.
Ateş böceği nasıl ışık saçıyor?
Aslında bu böceğin verdiği ışığın ateşle de sıcaklıkla da bir ilgisi yoktur. Bilimsel adı "Soğuk Işık"tır. Bu ışık olayı, moleküler seviyede kimyasal bir işlemdir. Bazı moleküllerin ayrışarak daha yüksek enerjili hale geçebildikleri ve bu fazla enerjiyi ışığa dönüştürebildikleridir. Ateş böceğinin karın bölgesindeki ışık organında bulunan guddelerden ışık elde etmede rol alan iki ana kimyasal madde üretilmektedir. Fakat onlar da tam olarak ışık vermeye yetmediği için böceğin ışık bölgesine yakın solunum organının ışık verme anında burayı oksijenle beslemesi gerekmektedir
Kumaşlar yıkandıktan sonra niçin çeker?
Aslında kumaş ıslanınca lifler şiştiğinden kumaşın az biraz uzaması gerekmektedir. Ama bükümlerin açılarındaki deformasyonun yarattığı çekme kuvveti daha fazla olduğundan sonuçta kumaş boydan kısalır. Kumaş yıkandıktan sonra kurutulduğunda şişmiş lifler eski durumlarına gelirler. Ama kumaş ilk ölçülerine dönemez. Su, yüksek ısı, çalkalama, sabun hepsi kumaşın çekmesini kolaylaştırır. Kumaş birkaç kez yıkandıktan sonra ölçüleri belli bir dengeye ulaşır ve ondan sonra yıkandığında çekmez.
İnsanlar saatlerini niçin sol kollarına takarlar?
Özel bir durum veya farklı olma düşüncesi yoksa insanların çoğu saatlerini sol kola takar. Çünkü çoğunluk sağ elini kullanmaktadır ve bu kolun daha hareketli olması nedeniyle saatin bir yerlere çarpıp zarar görme olasılığı yüksektir. Zaten saatin kurma düğmesi 3 rakamının yanındadır. İnsanlar saati kurmak istedikleri zaman onu bilekten çıkarmadan sağ elle uzattıkları sol kollarındaki saati kurabilirler.
Bir hafta niçin 7 gündür?
Babilliler 7 günlük haftayı zaman birimi olarak kullanıyorlardı. İlk çağlarda bilinen
beş gezegen ile güneş ve ayın sayısı nın 7 oluşu bu sayıyı gizemli ve uğurlu kılıyordu. Daha sonra dinlerde göğün 7 kat oluşu ve doğadaki ana renk sayısının 7 oluşu, müzik notalarının 7 oluşu sayının önemini daha çok belirtti. Daha sonra Fransa takvim yapısını değiştirerek hafta sayısını 10 yaptı ama kabul görmedi. Rusya 5 günlük hafta uygulamasına geçti, o da tutulmadı. Sonunda yine hafta 7 gün olarak kaldı.
Niçin otellerin kapıları döner kapıdır?
Döner kapıların tek amacı enerji tasarrufudur. Büyük binaların içerleri devamlı olarak ısıtılır. Açılan normal kapıdan içeri soğuk hava rahatlıkla girer. Eğer normal kapı kullanılırsa hava değişimi nedeniyle klimalar veya motorlar yeniden çalışacaktır. Özellikle çok kişinin girip çıktığı otel veya benzeri binalarda enerji tasarrufu için döner kapı kullanılır. Döner kanatlar sıcak havanın dışarı çıkmasına, soğuk havanın da içeri girmesini engeller.
İmdat çağrısı S.O.S 'in anlamı nedir?
Çok kişi "Save our Ship" gemimizi kurtar; "Save our Soul" ruhumuzu kurtar; "Stop Other Signals" diğer sinyalleri sözcüklerinin kısaltılmışı sanır. Oysa hiçbiri değildir. Tamamen telgraf zamanından kalma mors alfabesiyle ilgilidir. İmdat çağrısının çok kolay akılda tutulabilmesi için 1908 de üç çizgi, üç nokta, üç çizgi olan S.O.S seçildi.
Doktorlar niçin dizimize çekiçle vurur?
Bir sandalyeye rahatça oturup bacak bacak üstüne atarken doktor diz kapağının hemen altına, kası kemiğe bağlayan te doma minik lastik bir çekiçle vurduğu zaman bacak ileri fırlar. Bu reflekste baldır kaslarındaki duyu sinirleri kasın genişlemesine tepki verir ve yeni sinir sinyalleri oluşturarak kaslara hafif bir basınç uygulandığını ve gerildiklerini omuriliğine iletirler. Omurilik ise bu basınca dayanabilmesi için kasların kasılması gerektiğini bildirir, bacak tekrar geri hareket eder. Refleks, beyin denetiminden geçmeksizin, yani beyin devrede olmadan doğrudan omuriliğin komutlarıyla gerçekleşmektedir. Diz kapağı refleksi omuriliğin işleyişi konusunda bilgi veren önemli bir tanı yöntemidir.
Tükenmez kalemin dol makalemden farkı nedir?
Kalemin tarihi yazınınkinden de eskidir. İlk insanlar sivriltilmiş çakmak taşlarıyla duvar resimleri yapmıştır. Mürekkepli metal kalemler Romalılar tarafından biliniyordu. Tükenmez kalem adı ile bilinen bilye uçlu kalemin ilk modeli 1880 yılında yapılmıştır fakat rağbet görmemiştir. Uçakların gelişmesiyle gündeme tekrar gelir. Uçaklar 2-3bin metreye çıkınca hava basıncı oldukça azalır. Dolma kalem mürekkebi basınç nedeniyle dışarı akarak kağıdı ya da giysiyi lekeler. 2.Dünya Savaşı'nda askeri uçaklarda kullanılan tükenmez kalem sonradan yaygınlaşmıştır. Tükenmez kalemlerde mürekkep kağıda pirinç uçtaki yuvaya yerleştirilmiş minik bir bilye aracılığıyla aktarılır. Fakat dolma kalemin özelliği seçkin ve yazıyı kaliteli kılmasıdır.
Radyonun sesi açılınca pil daha çabuk mu biter?
Pille çalışan portatif radyolarda sesin yüksekliği pilin ömrünü etkiler. Radyo açık, sesi kapalı durumu ile sesin sonuna kadar açık durumu arasındaki fark pillerin ömürlerinin kısalmasına neden olur. Ses sonuna kadar açıldığında pillerden çekilen akım yüzde 30 artmaktadır. Bu durum, küçüğünden büyüğüne, pille çalışan ve ses yükselticisi olan bütün radyo, teyp, volkmen vb. için aynıdır.
Horozlar niçin sabahları erkenden öterler?
Sabah güneş doğarken ötmek yalnız horozlara özgü değildir. Kulağa en çok
horozun sesinin gelmesi, onun sesinin diğerlerinden daha güçlü olmasıdır. Kuşların büyük çoğunluğu
da aynı saatlerde ağaçlarda koro halinde öterler. Gün boyu hem horozlar hem kuşlar bu ötüşü sürdürürler
ama seslerinin en güçlü çıktığı zaman sabah saatleridir. Horoz ve kuşların sabah gün
doğarken ötmeleri biyolojik saatleriyle ayarlanmıştır
Evlerimizdeki sinekler kışın nereye gidiyor?
Sineklerin her türü kışın ortadan kaybolur. Havaların ısınmasıyla birlikte ansızın ortaya çıkarlar. Sinekler ısıya
karşı çok hassastır. Güneş bulutun arkasına girdiği zaman oluşan ısı düşmesinden etkilenirler. Kış günlerinde yaşama şansları yoktur. Ölmeden önce yumurtalarını toprağa veya kuytuya gömerler. Lavra ve yumurtalar soğuktan etkilenmez. Yaz sıcakları başlayınca yumurtalar çatlar ve yine sinekli günler başlar.
Termos nasıl sıcağı sıcak, soğuğu soğuk tutuyor?
Tek nedeni vardır, vakum.Yani boşluk.Bir termosta içiçe geçmiş iki kap vardır.Dıştaki metal bir kap olup içteki
genellikle bir cam şişedir.İkisinin arasındaki hava ise boşaltılmıştır.Tam olmasa da üreticiler tarafından elde edilebilen tama yakın bir boşluk vardır.Vakumlu bir ortamda hava molekülleri de ılmadığından ısı iletilemez.Cismin ısısı başlangıçta ne ise o halde kalır.İçerden dışarıya, dışarıdan içeriye ısı geçişi olmaz.Böylece termosa konan sıvı sıcaksa sıcak, soğuksa soğuk kalır.
Kuşlar nasıl konuşabiliyor?
Her insan ağzıyla konuşur ama konuşabilmeyi sağlayan asıl organ beyindir. Beyinde oluşan düşünceler dilimize ve dudaklarımıza aktarılır. Hayvanlar bu nedenle konuşamaz. Papağan ve benzeri kuşların yaptıkları konuşma değil, mükemmel bir ses tınısı ezberi ve tekrardır. Sesleri ezberler ve taklit ederler. Kuşların ses organları memeli hayvanlardan farklı olarak gırtlakta değil göğüs kafeslerinn dibinde, karın boşluğunun derinliklerindedir. Kuşların doğasında ses taklit yeteneği vardır. Doğayla içiçe yaşarken diğer kuşların seslerini
taklit ederek bir çeşit iletişim sağlarlar.
Kediler balık ve sütü niçin severler?
Kedilerin sudan hoşlanmadığı bilinir. Ama aslında kediler çok iyi yüzerler. Hava şartlarından dolayı ve de tembelliklerinden suya girmeyi sevmezler. Evkedisinin balık sevmesinin yanında kuşlara ve farelere olan düşkünlüğünün nedeni evcilleştirilmeden önce Mısır'da Nil vadisinde balık, kurbağa, küçük kuş ve fareleri avlayarak yaşamış olmasıdır. Zaten eski Mısırlılar kedilerifare avcıları olduğu için evcilleştirmişlerdir. Günümüzde kedinin kuzey Hindistan ve Güneydoğu Asya'da yaşayan türleri ırmakların kenarlarında balık avlayarak yaşamaktadır. Patileriile balıkları sudan dışarı atar, gerekirse suya tamamen girerler. Eski Mısır'da kedi bakıcıları onları ekmek ve sütle beslemişlerdir. Kedilerin süt zevkinin de Mısırlı bakıcılarının yarattığı beslenme alışkanlığından kaynaklanmaktadır.
Bardaktaki buzlar niçin birbirlerine yapışırlar?
Buzun erimesi için yalnızca sıcaklık değil basınç da önemlidir. Dağlardaki buzulların kayma nedeni de budur. Basınçla alt tabaka erir ve kayma oluşur. Bir kabın içinde ya da bir bardakta üstüste duran buzların herbiri altındakine değdiği noktada bir basınç oluşturur ve bu noktada çok küçük kısım erir.Buradan hareket eden su çok az yanda iki buz küpçüğünün birleştiği noktada tekrar donar. İki buz parçası kaynak yapılmışcasına birbirlerine yapışır ve orada bir daha erime olmaz.
27 Mart 2015 Cuma
Aklımızda Bulunsun Bence...
İLGİNÇ BİLGİLERDEN BAZILARI ŞÖYLE.
*Dünyada her dakika iki tane düşük şiddette deprem olmaktadır.
*Hindistan'daki yıllık doğum sayısı, Avustralya'nın toplam nüfusundan fazladır.
*Rusya'nın dörtte biri ormanlarla kaplıdır.
*Tarih boyunca yeryüzünde bulunan altın 200 kat daha fazlası okyanuslarda bulunmaktadır.
*Köpeklerin ter bezleri ayaklarındadır.
*Yazar Rudyard Kipling sadece siyah mürekkep kullanırdı.
*Mickey Mouse'dan önce en meşhur çizgi film kahramanı Felix The Cat'di.
*Larry Hagman (JR.)Dallas dizisinin setinde hiç kimsenin sigara içmesine izin vermezdi.
*Salatalığın yüzde 96'sı sudur.
*Bir kilo limonda bir kilo çilekten daha fazla şeker vardır.
*Peru'da hiç umumi tuvalet yoktur.
*Timsahlar renk körüdür.
*Yarım kilo bal yapabilmek için arılar iki milyondan fazla çiçekten bitki özü toplamak zorundadırlar.
*Tarantulalar iki buçuk yıl yiyeceksiz yaşayabilirler.
*Havuca rengini karoten verir.
*İnciler sirkede erir.
*Venüs saat yönünde dönen tek gezegendir.
*İnternetin yıllık büyüme yüzdesi 314.000'dir.
*Rodin'in ünlü 'Düşünen Adam' heykeli aslında İtalyan şair Dante'nin portresidir.
*En fazla asfaltlı yola sahip ülke Fransa'dır.
*Sihirli sözcük 'abrakadabra' ilk olarak yüksek ateşli hastaların ateşlerini düşürmek için söylenmişti.
*Marilyn Monroe'nun altı ayak parmağı vardı.
*Albert Einstein dokuz yaşına kadar düzgün konuşamamıştı.
*Her iki taraf da kan bağışında bulunursa, Paraguay'da düello yapmak yasaldır.
*Eiffel Kulesi'nin tepesine çıkana kadar 1792 basamak vardır
*Sümüklüböceklerin dört tane burnu vardır.
*Elektrikli sandalye İsac Edison tarafından icat edilmiştir.
*Bugüne kadar bilinen en ağır böbrek taşı 1.36 kg.
*Hapşırdığımız zaman, kalbimiz de dahil olmak üzere bütün vücut fonksiyonlarımız bir an için durur...
*Külot giymediği için, Donald Duck'in çizgi filimlerinin Finlandiya'da oynatılması yasaktır...
*Mexico City her sene 25cm. kadar batıyor...
*Çocuklar baharda daha fazla büyüyor.
*Bir devekuşunun gözü beyninden büyüktür.
*İnek sütünün pH değeri 6'dır.
*Bir timsahın gözlerinin arasındaki mesafe, ayaklarının büyüklüğüne eşittir
*Dalmaçyalılar gut olmayan tek köpek cinsidir.
*Değerli taşların çoğu birkaç elementten oluşur, sadece pırlanta tamamen karbondan oluşur.
*Bukalemunların dilleri, vücutlarından iki kat daha uzundur.
*Global ısınma yüzünden yükselen deniz seviyesi 2050 yılında Shangai ve deniz kıyısındaki diğer Çin şehirlerinde büyük sellere neden olacak. Bu sellerde 76 milyon kişi evsiz kalacak.
*Kereviz yerken harcanan kalori, kerevizin içindeki kaloriden daha fazladır.
*Hipopotamlar insandan daha hızlı koşarlar.
*İnsan elinde, en yavaş uzayan tırnak baş parmağınki, en hızlı uzayan tırnak ise orta parmağınkidir.
*Hawaii alfabesinde sadece 12 harf bulunmaktadır.
*Güney Kore başkenti Seul, Kore dilinde "başkent" anlamına gelmektedir.
*Kanada, Kızılderili dilinde "büyük köy" anlamına gelmektedir.
*İngilizcedeki Wendy ismi, Peter Pan hikayesinde kullanılmak üzere uydurulmuştur.
*Sahra Çölündeki Tidikelt kasabasına on yıl boyunca hiç yağmur yağmamıştır.
*Mumyaların ayak parmakları tek tek sarılarak mumyalanmıştır.
*Dünyadaki ilk telefon rehberinde sadece elli isim yer almıştı.1878 yılının şubat ayında Connecticut New Haven'da yayımlanmıştı.
*Yataktan düşerek ölme olasılığı iki milyonda birdir.
*Ünlü çizgi film kahramanı Temel Reis, 1919 yılında Elzie Crisler Segar tarafından yaratıldı.
*Hindistan'da oyun kağıtları yuvarlaktır
*Uyurken, televizyon seyrederken yaktığımızdan daha fazla kalori harcıyoruz
*Kadınlar erkeklere oranla, iki kat daha fazla göz kırpar...
*Buckingham Sarayı'nda 602 oda bulunuyor.
*Ortalama bir buzdağının ağırlığı 20 milyon ton.
*İnsanlar beyinlerinin %10'unu kullanırlar.
*18 Subat 1979 tarihinde sahra çölüne kar yağmış.
*Amerikan havayolları, uçuşlarda yolculara sunduğu kahvaltılarda, her tepsiden bir zeytini kaldırarak, 1987 yılında, 40 bin dolar kâr etmiştir.
*İlk çamaşır makinesı 1907 yılında Hurley Machine Co. Tarafından pazarlandı.
*Kıta isimlerinin hepsi aynı harfle başlayıp aynı harfle biter.
*Avustralya'daki tuvaletlerin sifon suları saat yönünde akar.
*ABD'de, yaşları 20 ile 29 arasında olan zenci erkeklerin üçte biri ya hapiste ya da gözaltında tutulmaktadır.
*Ortalama bir erkek, hayatının 3350 saatini tıraş olmak için harcar.
*Geçen 3500 yılın, sadece 230 yılı barış içinde yaşanmıştır.
*Sallanan sandalyede hiç durmadan sallanma rekoru 440 saattir.
*Bir cam kırıldığında, ufalanan parçalar saatte üç bin millik bir hızla etrafa saçılır.
*İnsan saçı, üç kilo ağırlık kaldırabilecek esnekliktedir.
*Günümüzde, evlenenlerin yüzde ellisi boşanmaktadır.
*Beethoven beste yapmadan önce kafasını soğuk suya sokardı.
*Dünyadaki hayvanların yüzde sekseni altı ayaklıdır.
*Bir okyanusun en derin yerinde, demir bir topun dibe çökmesi bir saatten uzun sürer.
*Bugüne kadar ölçülmüş en büyük buz dağı, 200 mil uzunluğunda ve 60 mil genişliğindedir ve Belçika'dan daha büyük bir yüzölçümüne sahiptir.
*Charles Dickens, uykusuzluk hastalığına yakalanmıştı. Sadece yüzünü kuzeye dönerse uyuyabileceğine inanıyordu.
*Bugüne kadar kaydedilmiş en büyük dalga, 1971 yılında Japonya'nın Ishigaki Adası'nda 85 metre yüksekliğine ulaşmıştır.
*Açık bir gecede, çıplak gözle iki bin ayrı yıldızı görmek mümkündür.
*Herhangi bir okyanusun en uzak olduğu nokta Çin'dir.
*Rusya'da doğudan batıya doğru seyahat edilirse, yedi saat kuşağı geçilir.
*Norveç'in kuzeyinde, her yaz 14 hafta gece gündüz güneşli geçer.
*Dünyanın en hızlı büyüyen bitkisi bambu, bir günde 90cm. kadar uzuyor.
*İnsan vücudundaki en güçlü kas dildir..
*Eğer Barbi gerçekten yaşasaydı, vücut ölçüleri 97-72-82 cm olacaktı...
*Tom Sawyer daktiloda yazılan ilk romandır.
*Bir insan yaşamı boyunca iki yüzme havuzunu dolduracak kadar tükürük salgılar.
*Newton, yer çekimi kanununu farkettiği zaman, 23 yaşındaydı.
*Ödemeli telefon konuşmalarının çoğu, babalar gününde ediliyor.
*Sadece insanlar ve yunuslar zevk için cinsel ilişkide bulunurlar.
*Ayı inlerinin girişleri her zaman kuzeye bakar.
*Kedilerin beyninde 32 adet kas vardır.
*Üzerinde barkodu olan ilk ürün Wrigleys marka sakızdır.
*Bir devekuşunun gözu beyninden büyüktür.
*Aslanlar bir günde 50 kez sevişebilirler.
*Güney Kore başkenti Seul, Kore dilinde "başkent" anlamına gelmektedir.
*Her 25 kişiden biri astim hastasidir.
*Uranus, ciplak gozle gorulebilen bir gezegendir.
*Kaptan Cook, Antarktika haric butun kitalara ayak basan ilk insandir.
*Gunişigindan daha fazla yararlanmak icin saat uygulamasini Benjamin Franklin başlatmiştir.
*Başkan John F. Kenndy, yirmi dakikada dort gazete okuyabilirdi.
*Mumyalarin ayak parmaklari tek tek sarilarak mumyalanmiştir.
*unlu cizgi film kahramani Temel Reis, 1919 yilinda Elzie Crisler Segar tarafindan yaratildi.
*İlk camaşir makinesi 1907 yilinda Hurley Machine Co. Tarafindan pazarlandi.
*Kiş aylarinda, Moskova'daki buz pateni pistleri 250 bin metrekarelik bir alani kaplar.
*Rusya'da dogudan batiya dogru seyahat edilirse, yedi saat kuşagi gecilir.
*Norvec'in kuzeyinde, her yaz 14 hafta gece gunduz guneşli gecer.
*Sadece dişi sivrisinekler isirir.
*Sadece dişi kanaryalar otebilir.*Kendi dirsegini yalamanin imkansiz oldugunu ?
*Ördegin vakvaklamasinin yanki yaratmadigini ve bunu kimsenin aciklayamadigini?
*Dünyadaki fotokopi makinelerinde meydana gelen arizalarin %23 unun, makinenin ustune oturup kendi popolarinin Fotokopisini cekmek isteyen insanlar sayesinde meydana geldigini?
*İdrarin zifiri karanlikta parladigini?
*Eger cok siddetli hapsirirsan, kaburgalarindan birini kirabilecegini?
*Hapsirmayi engellemeye calisirsan,basindaki veya boynundaki damarlardan birinin yirtilabilecegini ve olebilecegini?
*Hapsirdigin sirada gozlerini acik tutmaya calisirsan, yerlerinden firlayabileceklerini?
*Domuzların vücut yapilarindan dolayi hicbir zaman baslarini yukari kaldirip gokyuzune bakamadiklarini?
*Dünya nüfusunun %50 sinin hic telefonla konusmadigini?
*1 saat sureyle kulaklıkla birsey dinlemenin kulaktaki bakteri sayisini %700 arttirdigini?
*Çakmağın kibritten önce bulunduğunu?
*parmak izleri gibi dil izlerinin de her insan için benzersiz olduğunu?
*Sabahları elma kahveden daha fazla uykunuzu açar!
*Walt Disney'in kendisi fareden korkardı!
*İnekler merdiven çıkabilir, ama inemezler!!
*Meşe ağaçları elli yaşından önce palamut vermez.
*Hindistan`da oyun kagitlari yuvarlaktir.
*Ortalama bir pire, kendi buyuklugunun 150 katiyukseklige ziplayabiliyor.Bu orani tutturmak icin bir insanin yaklasik 30 metre ziplamasi gerekli.
*Eger barbie gercekten yasasaydi vucut olculeri 97-72 82 cm olacakti.
*Her dort amerikalidan biri mutlaka televizyonda gorunuyor.
*Kelebekler ayaklariyla tat alirlar.
*Sarişinlarin esmerlere gore daha fazla saci vardir.
*Yillara gore ortalama alindiginda , her sene esekler tarafindan oldurulen insan sayisi ucak kazalarinda olenlerin sayisindan dahafazla.
*Gozleri acik tutarak hapsirmak imkansizdir.
*Filler ziplayamayan tek memelidir.
*Elektrikli sandalye bir disci tarafindan icat edilmistir.
*Bir karincanin koku alma yetenegi en az bir kopeginki kadar gelismistir.
*Yetiskin bir ayi, bir at kadar hizli kosabilir.
*Atlarin insanlardan 18 tane fazla kemigi vardir.
*Fareler ve atlar kusamaz.
*Hapsirdiginiz zaman, kalbiniz de dahil olmak uzere butun vucut fonksiyonlariniz bir an icin durur.
*Hamambocekleri yaklasik olarak 250 milyon yildir yasadiklari halde hicbir degisime ugramamislardir.
*Gozlerimiz hicbir zaman buyumez. Ama burnumuz ve kulaklarimizin buyumesi asla sona ermez.
*Kediler ultrason seslerini duyarlar.
*Zurafalarin ses telleri yoktur.
*Bir hamambocegi kafasi koptuktan sonra acliktan olmeden dokuz gun yasayabiliyor.
ingiltere`deki butun kugular kralicenin malidir.
*Kutup ayilari solaktir.
*Amerika`da satisa sunulan ilk cd, bruce springsteen`in "born in theusa" albumudur.
*Bir karinca kendi agirliginin elli kati agirligi kaldirabilir.
*Timsahlar dillerini disari cikaramazlar.
*Zurafa 35 cm uzunlukta siyah bir dile sahiptir.
*Yunuslar bir gozleri acik uyurlar.
*Kangurular geri geri yuruyemezler.
*Zebralar beyaz uzerine siyah cizgilidir.
*Dunyanin bir numarali domuz ureticisi ve tuketicisi cinliler.
*Bugune kadar bilinen en agir bobrek tasi 1.36 kg.
*Dunyanin en hizli buyuyen bitkisi bambu, bir gunde 90 cm kadar uzuyor
*18 subat 1979 yilinda sahra colune kar yagmisti.
*İnsanlar yasamlari boyunca alti filin agirligina esit miktarda yiyecek tuketiyorlar.
*Dunyanin en buyuk seker ihracatcisi kuba`dir.
*Eskimo dilinde kar yagislarinin farklarini tarif etmek icin kullanilan yirmiden fazla sozcuk vardir.
*En yakin olduklari noktada, rusya ve amerika`nin birbirlerine uzakliklari dort km `den daha azdir.
*Buckingham sarayi`nda 602 oda bulunuyor.
*Yeni zelanda, dunyadaki her turlu iklimin yasandigi tek ulke.
*Newton, yer cekimi kanununu fark ettigi zaman 23 yasindaydi.
*Dunyada insan basina dusen karinca sayisi bir milyon.
*Sag elini kullanan insanlar sol elini kullananlara gore ortalama dokuzyil daha fazla yaşıyorlar.
*Bir big mac hamburgerin ekmeginde ortalama 178 adet susam bulunuyor.
*Bir insan yaşamı boyunca iki yüzme havuzunu dolduracak kadar tükürük salgilar.
*Central park`ta yuzmek yasalara aykiridir.
*Kirli kar, temiz kardan daha kolay erir.
*Pablo picasso, parasızlık cektigi genclik günlerinde yaptigi resimleri yakarak isinirdi.
*Suudi arabistan`da hic irmak yoktur.
*Monakonun ulusal orkestrasi ordusundan daha genis bir kadroya sahiptir.
*Zurafalar yüzemez.
*Ortalama olarak, amerika`da gunde uc adet cinsiyet degistirme operasyonu gerceklesmektedir.
*İnsan beyninin % 80`i sudur.
*Amerika`da her saat 40 kisi kanserden hayatini kaybediyor.
*Bir kromozom bir genden daha buyuktur.
ileri dogru bir adim atildiginda, insan vucudundaki 54 kas calisir.
*insan beyninin ortalama agirligi 1.3kg`dir.
*Birinin yuzunu hatirlamak icin beynin sag tarafi kullanilir.
*Ortalama bir insan hayati boyunca iki yilini telefonda konusarak harciyor.
*Ortalama bir buzdaginin agirligi 20 milyon ton.
*New york bir zamanlar amsterdam`di.
*Virginia woolf kitaplarinin cogunu ayakta yazmistir.
*Pablo picasso, parasizlik cektigi genclik gunlerinde yaptigi resimler yakarak isinirdi.
*Sigirlarin dort tane midesi vardir.
*Sadece bir tane kovboy filmi kadin yonetmen tarafindan cekilmistir.
*Dollenmeden sonra cocugun boyu 5 milyon kat buyur...
*Yetiskin bir insan gunde ortalama olarak 23 bin kez nefes alir.
*Kaslari yukari kaldirmak icin 30 kasi harekete gecirmek gerekiyor.
*Erkekler kadinlara gore on kat daha fazla renk koru oluyorlar.
*Penguen yuzebilen ama ucamayan tek kustur.
*Sineklerin bes gozu vardir.
*Baykus mavi rengi gorebilen tek kustur
*Bugune kadar bilinen en agir bobrek tasi 1.36 kg.
*Sivrisinek kovucu spreyler sinekleri kovmuyor. Sizi gizliyor. Sivrisineğin alıcılarını bloke ederek sizin orada olduğunuz anlamamalarını sağlıyor...
*Taze kakao içinde bulunan sıvı kan plazması yerine kullanılabiliyor!!!
*Hiçbir kağıt parçası 7 defadan fazla ikiye katlanamaz!!
*Maymunlar her yıl uçak kazalarından daha fazla insanın ölmesine neden oluyor!!!
*Uyurken TV izlerken olduğundan daha fazla kalori harcarsınız!!
*Dişçiler diş fırçalarının tuvaletten en az iki metre uzakta tutulmasını tavsiye ediyorlar, sıçrama nedeniyle havaya karışan partiküllerden fırçanızın korunması için!!
*Üzerinde bar kodu bulunan ilk ürün Wrigley's marka sakızdı.
*Kupa papazı bıyıksız olan tek papazdır!!
*Boeing 747'nin kanatları uçakla uçmayı ilk başaran Wright Kardeşlerin uçtuğu mesafeden daha uzundur.
*Amerikan Havayolları 1987 yılında first-class da sunulan salatalardan bir adet zeytin eksiltmek suretiyle 40.000 USD kar etmiştir.
*Evinizdeki toz parçacıklarının büyük çoğunluğu ölmüş deri dokusudur.
*Marlboro şirketinin ilk sahibi akciğer kanserinden öldü!
*Barbie'nin tam adı Barbara Millicent Roberts'dir.
*Michael Jordan bir yılda Malezya'daki Nike fabrikasında çalışan tüm işçilerin toplam gelirinden daha fazla gelir kazanmaktadır.
*Kaplumbağalar kıçlarından nefes alabilirler!!
*Dünyada her dakika iki tane düşük şiddette deprem olmaktadır.

*Hindistan'daki yıllık doğum sayısı, Avustralya'nın toplam nüfusundan fazladır.
*Rusya'nın dörtte biri ormanlarla kaplıdır.

*Tarih boyunca yeryüzünde bulunan altın 200 kat daha fazlası okyanuslarda bulunmaktadır.
*Köpeklerin ter bezleri ayaklarındadır.
*Yazar Rudyard Kipling sadece siyah mürekkep kullanırdı.
*Mickey Mouse'dan önce en meşhur çizgi film kahramanı Felix The Cat'di.
*Larry Hagman (JR.)Dallas dizisinin setinde hiç kimsenin sigara içmesine izin vermezdi.
*Salatalığın yüzde 96'sı sudur.
*Bir kilo limonda bir kilo çilekten daha fazla şeker vardır.
*Peru'da hiç umumi tuvalet yoktur.
*Timsahlar renk körüdür.
*Yarım kilo bal yapabilmek için arılar iki milyondan fazla çiçekten bitki özü toplamak zorundadırlar.

*Tarantulalar iki buçuk yıl yiyeceksiz yaşayabilirler.
*Havuca rengini karoten verir.
*İnciler sirkede erir.
*Venüs saat yönünde dönen tek gezegendir.
*İnternetin yıllık büyüme yüzdesi 314.000'dir.
*Rodin'in ünlü 'Düşünen Adam' heykeli aslında İtalyan şair Dante'nin portresidir.
*En fazla asfaltlı yola sahip ülke Fransa'dır.

*Sihirli sözcük 'abrakadabra' ilk olarak yüksek ateşli hastaların ateşlerini düşürmek için söylenmişti.
*Marilyn Monroe'nun altı ayak parmağı vardı.
*Albert Einstein dokuz yaşına kadar düzgün konuşamamıştı.
*Her iki taraf da kan bağışında bulunursa, Paraguay'da düello yapmak yasaldır.
*Eiffel Kulesi'nin tepesine çıkana kadar 1792 basamak vardır
*Sümüklüböceklerin dört tane burnu vardır.
*Elektrikli sandalye İsac Edison tarafından icat edilmiştir.
*Bugüne kadar bilinen en ağır böbrek taşı 1.36 kg.
*Hapşırdığımız zaman, kalbimiz de dahil olmak üzere bütün vücut fonksiyonlarımız bir an için durur...
*Külot giymediği için, Donald Duck'in çizgi filimlerinin Finlandiya'da oynatılması yasaktır...
*Mexico City her sene 25cm. kadar batıyor...
*Çocuklar baharda daha fazla büyüyor.
*Bir devekuşunun gözü beyninden büyüktür.
*İnek sütünün pH değeri 6'dır.

*Bir timsahın gözlerinin arasındaki mesafe, ayaklarının büyüklüğüne eşittir
*Dalmaçyalılar gut olmayan tek köpek cinsidir.
*Değerli taşların çoğu birkaç elementten oluşur, sadece pırlanta tamamen karbondan oluşur.
*Bukalemunların dilleri, vücutlarından iki kat daha uzundur.
*Global ısınma yüzünden yükselen deniz seviyesi 2050 yılında Shangai ve deniz kıyısındaki diğer Çin şehirlerinde büyük sellere neden olacak. Bu sellerde 76 milyon kişi evsiz kalacak.
*Kereviz yerken harcanan kalori, kerevizin içindeki kaloriden daha fazladır.
*Hipopotamlar insandan daha hızlı koşarlar.
*İnsan elinde, en yavaş uzayan tırnak baş parmağınki, en hızlı uzayan tırnak ise orta parmağınkidir.
*Hawaii alfabesinde sadece 12 harf bulunmaktadır.
*Güney Kore başkenti Seul, Kore dilinde "başkent" anlamına gelmektedir.
*Kanada, Kızılderili dilinde "büyük köy" anlamına gelmektedir.
*İngilizcedeki Wendy ismi, Peter Pan hikayesinde kullanılmak üzere uydurulmuştur.
*Sahra Çölündeki Tidikelt kasabasına on yıl boyunca hiç yağmur yağmamıştır.
*Mumyaların ayak parmakları tek tek sarılarak mumyalanmıştır.
*Dünyadaki ilk telefon rehberinde sadece elli isim yer almıştı.1878 yılının şubat ayında Connecticut New Haven'da yayımlanmıştı.
*Yataktan düşerek ölme olasılığı iki milyonda birdir.
*Ünlü çizgi film kahramanı Temel Reis, 1919 yılında Elzie Crisler Segar tarafından yaratıldı.
*Hindistan'da oyun kağıtları yuvarlaktır
*Uyurken, televizyon seyrederken yaktığımızdan daha fazla kalori harcıyoruz
*Kadınlar erkeklere oranla, iki kat daha fazla göz kırpar...
*Buckingham Sarayı'nda 602 oda bulunuyor.
*Ortalama bir buzdağının ağırlığı 20 milyon ton.
*İnsanlar beyinlerinin %10'unu kullanırlar.
*18 Subat 1979 tarihinde sahra çölüne kar yağmış.
*Amerikan havayolları, uçuşlarda yolculara sunduğu kahvaltılarda, her tepsiden bir zeytini kaldırarak, 1987 yılında, 40 bin dolar kâr etmiştir.
*İlk çamaşır makinesı 1907 yılında Hurley Machine Co. Tarafından pazarlandı.

*Kıta isimlerinin hepsi aynı harfle başlayıp aynı harfle biter.
*Avustralya'daki tuvaletlerin sifon suları saat yönünde akar.
*ABD'de, yaşları 20 ile 29 arasında olan zenci erkeklerin üçte biri ya hapiste ya da gözaltında tutulmaktadır.
*Ortalama bir erkek, hayatının 3350 saatini tıraş olmak için harcar.
*Geçen 3500 yılın, sadece 230 yılı barış içinde yaşanmıştır.
*Sallanan sandalyede hiç durmadan sallanma rekoru 440 saattir.
*Bir cam kırıldığında, ufalanan parçalar saatte üç bin millik bir hızla etrafa saçılır.
*İnsan saçı, üç kilo ağırlık kaldırabilecek esnekliktedir.
*Günümüzde, evlenenlerin yüzde ellisi boşanmaktadır.

*Beethoven beste yapmadan önce kafasını soğuk suya sokardı.
*Dünyadaki hayvanların yüzde sekseni altı ayaklıdır.
*Bir okyanusun en derin yerinde, demir bir topun dibe çökmesi bir saatten uzun sürer.
*Bugüne kadar ölçülmüş en büyük buz dağı, 200 mil uzunluğunda ve 60 mil genişliğindedir ve Belçika'dan daha büyük bir yüzölçümüne sahiptir.
*Charles Dickens, uykusuzluk hastalığına yakalanmıştı. Sadece yüzünü kuzeye dönerse uyuyabileceğine inanıyordu.
*Bugüne kadar kaydedilmiş en büyük dalga, 1971 yılında Japonya'nın Ishigaki Adası'nda 85 metre yüksekliğine ulaşmıştır.
*Açık bir gecede, çıplak gözle iki bin ayrı yıldızı görmek mümkündür.
*Herhangi bir okyanusun en uzak olduğu nokta Çin'dir.
*Rusya'da doğudan batıya doğru seyahat edilirse, yedi saat kuşağı geçilir.

*Norveç'in kuzeyinde, her yaz 14 hafta gece gündüz güneşli geçer.
*Dünyanın en hızlı büyüyen bitkisi bambu, bir günde 90cm. kadar uzuyor.
*İnsan vücudundaki en güçlü kas dildir..
*Eğer Barbi gerçekten yaşasaydı, vücut ölçüleri 97-72-82 cm olacaktı...
*Tom Sawyer daktiloda yazılan ilk romandır.
*Bir insan yaşamı boyunca iki yüzme havuzunu dolduracak kadar tükürük salgılar.

*Newton, yer çekimi kanununu farkettiği zaman, 23 yaşındaydı.
*Ödemeli telefon konuşmalarının çoğu, babalar gününde ediliyor.
*Sadece insanlar ve yunuslar zevk için cinsel ilişkide bulunurlar.
*Ayı inlerinin girişleri her zaman kuzeye bakar.
*Kedilerin beyninde 32 adet kas vardır.

*Üzerinde barkodu olan ilk ürün Wrigleys marka sakızdır.
*Bir devekuşunun gözu beyninden büyüktür.
*Aslanlar bir günde 50 kez sevişebilirler.
*Güney Kore başkenti Seul, Kore dilinde "başkent" anlamına gelmektedir.
*Her 25 kişiden biri astim hastasidir.
*Uranus, ciplak gozle gorulebilen bir gezegendir.
*Kaptan Cook, Antarktika haric butun kitalara ayak basan ilk insandir.
*Gunişigindan daha fazla yararlanmak icin saat uygulamasini Benjamin Franklin başlatmiştir.
*Başkan John F. Kenndy, yirmi dakikada dort gazete okuyabilirdi.
*Mumyalarin ayak parmaklari tek tek sarilarak mumyalanmiştir.
*unlu cizgi film kahramani Temel Reis, 1919 yilinda Elzie Crisler Segar tarafindan yaratildi.
*İlk camaşir makinesi 1907 yilinda Hurley Machine Co. Tarafindan pazarlandi.
*Kiş aylarinda, Moskova'daki buz pateni pistleri 250 bin metrekarelik bir alani kaplar.
*Rusya'da dogudan batiya dogru seyahat edilirse, yedi saat kuşagi gecilir.
*Norvec'in kuzeyinde, her yaz 14 hafta gece gunduz guneşli gecer.
*Sadece dişi sivrisinekler isirir.
*Sadece dişi kanaryalar otebilir.*Kendi dirsegini yalamanin imkansiz oldugunu ?
*Ördegin vakvaklamasinin yanki yaratmadigini ve bunu kimsenin aciklayamadigini?
*Dünyadaki fotokopi makinelerinde meydana gelen arizalarin %23 unun, makinenin ustune oturup kendi popolarinin Fotokopisini cekmek isteyen insanlar sayesinde meydana geldigini?
*İdrarin zifiri karanlikta parladigini?
*Eger cok siddetli hapsirirsan, kaburgalarindan birini kirabilecegini?
*Hapsirmayi engellemeye calisirsan,basindaki veya boynundaki damarlardan birinin yirtilabilecegini ve olebilecegini?
*Hapsirdigin sirada gozlerini acik tutmaya calisirsan, yerlerinden firlayabileceklerini?
*Domuzların vücut yapilarindan dolayi hicbir zaman baslarini yukari kaldirip gokyuzune bakamadiklarini?
*Dünya nüfusunun %50 sinin hic telefonla konusmadigini?
*1 saat sureyle kulaklıkla birsey dinlemenin kulaktaki bakteri sayisini %700 arttirdigini?
*Çakmağın kibritten önce bulunduğunu?
*parmak izleri gibi dil izlerinin de her insan için benzersiz olduğunu?
*Sabahları elma kahveden daha fazla uykunuzu açar!
*Walt Disney'in kendisi fareden korkardı!
*İnekler merdiven çıkabilir, ama inemezler!!
*Meşe ağaçları elli yaşından önce palamut vermez.

*Hindistan`da oyun kagitlari yuvarlaktir.
*Ortalama bir pire, kendi buyuklugunun 150 katiyukseklige ziplayabiliyor.Bu orani tutturmak icin bir insanin yaklasik 30 metre ziplamasi gerekli.
*Eger barbie gercekten yasasaydi vucut olculeri 97-72 82 cm olacakti.

*Her dort amerikalidan biri mutlaka televizyonda gorunuyor.
*Kelebekler ayaklariyla tat alirlar.
*Sarişinlarin esmerlere gore daha fazla saci vardir.
*Yillara gore ortalama alindiginda , her sene esekler tarafindan oldurulen insan sayisi ucak kazalarinda olenlerin sayisindan dahafazla.
*Gozleri acik tutarak hapsirmak imkansizdir.
*Filler ziplayamayan tek memelidir.
*Elektrikli sandalye bir disci tarafindan icat edilmistir.

*Bir karincanin koku alma yetenegi en az bir kopeginki kadar gelismistir.
*Yetiskin bir ayi, bir at kadar hizli kosabilir.
*Atlarin insanlardan 18 tane fazla kemigi vardir.
*Fareler ve atlar kusamaz.
*Hapsirdiginiz zaman, kalbiniz de dahil olmak uzere butun vucut fonksiyonlariniz bir an icin durur.
*Hamambocekleri yaklasik olarak 250 milyon yildir yasadiklari halde hicbir degisime ugramamislardir.
*Gozlerimiz hicbir zaman buyumez. Ama burnumuz ve kulaklarimizin buyumesi asla sona ermez.
*Kediler ultrason seslerini duyarlar.

*Zurafalarin ses telleri yoktur.
*Bir hamambocegi kafasi koptuktan sonra acliktan olmeden dokuz gun yasayabiliyor.
ingiltere`deki butun kugular kralicenin malidir.
*Kutup ayilari solaktir.
*Amerika`da satisa sunulan ilk cd, bruce springsteen`in "born in theusa" albumudur.
*Bir karinca kendi agirliginin elli kati agirligi kaldirabilir.
*Timsahlar dillerini disari cikaramazlar.
*Zurafa 35 cm uzunlukta siyah bir dile sahiptir.
*Yunuslar bir gozleri acik uyurlar.
*Kangurular geri geri yuruyemezler.
*Zebralar beyaz uzerine siyah cizgilidir.

*Dunyanin bir numarali domuz ureticisi ve tuketicisi cinliler.
*Bugune kadar bilinen en agir bobrek tasi 1.36 kg.
*Dunyanin en hizli buyuyen bitkisi bambu, bir gunde 90 cm kadar uzuyor
*18 subat 1979 yilinda sahra colune kar yagmisti.
*İnsanlar yasamlari boyunca alti filin agirligina esit miktarda yiyecek tuketiyorlar.
*Dunyanin en buyuk seker ihracatcisi kuba`dir.

*Eskimo dilinde kar yagislarinin farklarini tarif etmek icin kullanilan yirmiden fazla sozcuk vardir.

*En yakin olduklari noktada, rusya ve amerika`nin birbirlerine uzakliklari dort km `den daha azdir.
*Buckingham sarayi`nda 602 oda bulunuyor.
*Yeni zelanda, dunyadaki her turlu iklimin yasandigi tek ulke.
*Newton, yer cekimi kanununu fark ettigi zaman 23 yasindaydi.
*Dunyada insan basina dusen karinca sayisi bir milyon.

*Sag elini kullanan insanlar sol elini kullananlara gore ortalama dokuzyil daha fazla yaşıyorlar.
*Bir big mac hamburgerin ekmeginde ortalama 178 adet susam bulunuyor.

*Bir insan yaşamı boyunca iki yüzme havuzunu dolduracak kadar tükürük salgilar.
*Central park`ta yuzmek yasalara aykiridir.
*Kirli kar, temiz kardan daha kolay erir.
*Pablo picasso, parasızlık cektigi genclik günlerinde yaptigi resimleri yakarak isinirdi.
*Suudi arabistan`da hic irmak yoktur.
*Monakonun ulusal orkestrasi ordusundan daha genis bir kadroya sahiptir.
*Zurafalar yüzemez.
*Ortalama olarak, amerika`da gunde uc adet cinsiyet degistirme operasyonu gerceklesmektedir.
*İnsan beyninin % 80`i sudur.

*Amerika`da her saat 40 kisi kanserden hayatini kaybediyor.
*Bir kromozom bir genden daha buyuktur.
ileri dogru bir adim atildiginda, insan vucudundaki 54 kas calisir.
*insan beyninin ortalama agirligi 1.3kg`dir.
*Birinin yuzunu hatirlamak icin beynin sag tarafi kullanilir.
*Ortalama bir insan hayati boyunca iki yilini telefonda konusarak harciyor.
*Ortalama bir buzdaginin agirligi 20 milyon ton.
*New york bir zamanlar amsterdam`di.
*Virginia woolf kitaplarinin cogunu ayakta yazmistir.
*Pablo picasso, parasizlik cektigi genclik gunlerinde yaptigi resimler yakarak isinirdi.
*Sigirlarin dort tane midesi vardir.

*Sadece bir tane kovboy filmi kadin yonetmen tarafindan cekilmistir.
*Dollenmeden sonra cocugun boyu 5 milyon kat buyur...
*Yetiskin bir insan gunde ortalama olarak 23 bin kez nefes alir.
*Kaslari yukari kaldirmak icin 30 kasi harekete gecirmek gerekiyor.
*Erkekler kadinlara gore on kat daha fazla renk koru oluyorlar.
*Penguen yuzebilen ama ucamayan tek kustur.
*Sineklerin bes gozu vardir.
*Baykus mavi rengi gorebilen tek kustur
*Bugune kadar bilinen en agir bobrek tasi 1.36 kg.

*Sivrisinek kovucu spreyler sinekleri kovmuyor. Sizi gizliyor. Sivrisineğin alıcılarını bloke ederek sizin orada olduğunuz anlamamalarını sağlıyor...
*Taze kakao içinde bulunan sıvı kan plazması yerine kullanılabiliyor!!!
*Hiçbir kağıt parçası 7 defadan fazla ikiye katlanamaz!!
*Maymunlar her yıl uçak kazalarından daha fazla insanın ölmesine neden oluyor!!!
*Uyurken TV izlerken olduğundan daha fazla kalori harcarsınız!!
*Dişçiler diş fırçalarının tuvaletten en az iki metre uzakta tutulmasını tavsiye ediyorlar, sıçrama nedeniyle havaya karışan partiküllerden fırçanızın korunması için!!
*Üzerinde bar kodu bulunan ilk ürün Wrigley's marka sakızdı.
*Kupa papazı bıyıksız olan tek papazdır!!

*Boeing 747'nin kanatları uçakla uçmayı ilk başaran Wright Kardeşlerin uçtuğu mesafeden daha uzundur.
*Amerikan Havayolları 1987 yılında first-class da sunulan salatalardan bir adet zeytin eksiltmek suretiyle 40.000 USD kar etmiştir.
*Evinizdeki toz parçacıklarının büyük çoğunluğu ölmüş deri dokusudur.
*Marlboro şirketinin ilk sahibi akciğer kanserinden öldü!
*Barbie'nin tam adı Barbara Millicent Roberts'dir.

*Michael Jordan bir yılda Malezya'daki Nike fabrikasında çalışan tüm işçilerin toplam gelirinden daha fazla gelir kazanmaktadır.
*Kaplumbağalar kıçlarından nefes alabilirler!!
18 Mart 2015 Çarşamba
Keriman Halis ilk Türk Dünya Güzeli Nede Birinci Seçildi ....?
1932 yılında Cumhuriyet gazetesi bir güzellik yarışması tertipler. Türkiye’nin bu ilk güzellik yarışmasını Keriman Halis kazanır. Türkiye’nin ilk güzellik yarışmasını kazanan 19 yaşındaki Keriman Halis, aynı yıl 28 ülkenin katılmasıyla Belçika’nın Spa şehrinde düzenlenen dünya güzellik yarışmasına Türkiye’yi temsilen gönderilir.
İlk kez bir Türk kızı dünya güzellik yarışmasına katılacaktır. Herkes yarışmanın sonucunu merak etmektedir. Her ülkeden gelen katılımcılar günlerce Belçika’nın Spa şehrinde çeşitli kişilerle görüşür ve konuşurlar.
Derken yarışma günü gelir ve ülkelerini temsil eden kızlar jürinin önüne sırayla gelip, puan toplamaya çalışırlar. Bütün katılımcıları izleyen jüri üyeleri puan değerlendirmesi yapmak üzere başka bir salonda toplanırlar. Başkan kürsüye gelir ve jüri üyelerine şu konuşmayı yapar;
“Sayın jüri üyeleri, bugün Avrupa’nın zaferini kutluyoruz. Yüzyıllardır dünya üzerinde hâkimiyetini sürdüren Osmanlı imparatorluğu artık bitmiştir. Onu Avrupa bitirmiştir.
Bir zamanlar sokağa bile, pencere arkasından seyredebilen Müslüman kadınların temsilcisi olan Türk güzeli Keriman Halis, karşımıza mayo ile çıkıp kendini bize beğendirmeye çalışmıştır.
Bu Türk kızını kendi zaferimizin tacı kabul edeceğiz ve onu kraliçe seçeceğiz. Bu sene güzellik kraliçesi seçmiyoruz. Bu sene İslam’ı ve Türkleri yenmenin zaferini kutluyoruz. Avrupa’nın zaferini kutluyoruz. Bundan dolayı Türk güzelini dünya güzeli olarak seçeceğiz. Fakat kadehlerimizi Avrupa’nın zaferi için kaldıracağız.”
Bu konuşmadan sonra jüri üyeleri toplandıkları salondan çıkarlar ve Türkiye’yi temsilen dünya güzellik yarışmasına katılan Keriman Halis’i dünya güzeli olarak seçtiklerini açıklarlar.
Çanakkale'de demi yalana var... ?
Çanakkale Zaferi yalanlarına dair
Üzerinden yüz yıla yakın bir zaman dilimi geçmiş olmasına rağmen, Çanakkale Harbinin yine de bilinmeyen birçok yönü var.
Dahası, milyonlarca insanımızın nazarında yanlış bilinen, hatta kasten empoze edilen yalan–yanlış noktalar var.
Meselâ, Çanakkale Zaferi ile M. Kemal arasında ısrarla bağlantı kurulmasına çalışılması ve sanki bu zaferin kazanılmasına onun bir dahli varmış gibi resmî beyanlarda bulunulması gibi.
Yıllar yılı empoze edilen bu tarz bilgi ve söylentilerin tamamı yalan ve gerçek dışıdır.
Zira, inkârı mümkün olmayan tarih kayıtlarında açıkça belirtildiği üzere, savaşın ilk gününden tâ Çanakkale Zaferi'nin kazanıldığı 18 Mart 1915 tarihine kadar olan süre içerisinde, M. Kemal, Çanakkale'de olmadığı gibi, savaş bölgesinde dahi değildir. Onun Eceabat'a varması dahi, zaferden günler sonrasına tekabül ediyor.
Şöyle ki: Ekim 1913'ten Ocak 1915'e kadar Sofya Ateşemiliterliği görevinde bulunan M. Kemal, 18 Mart'ta kazanılan Çanakkale Deniz Zaferinden beş gün sonra yarbay rütbesiyle Maydos'tan bu bölgeye (Eceabat'a) ancak intikal ediyor. Bölgeye intikal ettikten sonra da, Alman general Liman Von Sanders'in emrinde olmak üzere Gelibolu muharebelerine iştirak ediyor. (Bkz: MEB Yayını, İ. A., I. Cilt, s. 722–23)
Bu durumda, her yıl 18 Mart'ta kutlanan Çanakkale Deniz Zaferinin zorlamalı tevillerle M. Kemal'a mal edilmesine çalışılması, tarihin gerçekliğiyle zerrece bağdaşmıyor.
Evet, M. Kemal denizci olmadığı gibi, 18 Mart'ta kazanılan Çanakkale Deniz Zaferinde de herhangi bir dahli söz konusu dahi değildir. 23 Mart'ta Eceabat'a varmış olması, bu gerçeği değiştirmez.İşgalcilerin kabaran iştahı
Çanakkale Savaşının çarpıtılan bir başka yüzü de, işgal ve istilâ için Boğaz'a yüklenmiş olan İngilizler'e bakıyor.
İngilizler, birçok yerde olduğu gibi, Çanakkale Cephesinde de kendi vatandaşından ziyade, kendisine bağlı, ya da sömürge durumundaki ülkelerin askerlerini kullanma cihetine gitmiştir.
Avustralya'dan, Yeni Zelanda'dan (ANZAC), hatta sömürge hinterlandına giren Afrika ve Hindistan'dan (bir kısmı Müslüman) on binlerce asker toplayarak cepheye sevk etmiştir.
Savaş esnasında, ayrıca cepheye yeni yeni asker sevkiyatı yaptırabilmek için de, bilhassa basın ve haberleşme yoluyla yoğun bir propaganda faaliyeti yürütmüş.
İşte, resim yerinde görmüş olduğunuz illüstrasyon, söz konusu propagandalardan sadece bir tek nümunedir.
Bu tarz örneklerin sayısı çoktur. Yapılan bu tarz yalan–yanlış
(Çanakkale Savaşında cepheye sürülen Avusturalyalı (Anzac) bir askerin ağzından temsilî olarak "Gelibolu'yu aldık, sıra Çanakkale'de" diye söylettiriliyor ki, cepheye koşmak için maceracı gençlerin iştahı kabarsın.)
propagandalarla, evlâtları ölüm–kalım savaşında olan Büyük Biritanya'ya bağlı devletler topluluğuna şu mânâda mesajler veriliyordu: Hiç endişe etmeyin. Karşımızdaki Osmanlı kuvvetlerini kayıp vermeden yendik. Evlâtlarınız, Çanakkale'nin (Dardanel) bir yakasından diğerine elini kolunu sallayarak geçiyor. İsterseniz siz de gelin. Kayıtlarımız başlamıştır. Gelmek isteyen varsa, ismini hemen yazdırsın. Vesaire...
Evet, işte bu da yabancıların yalancı yüzüydü. Ülkelerine, habire yalan–yanlış haberler geçiyor ve medyayı da bu istikamette kullanıyorlardı.
Bizdeki diğer yalancılar
Ne gariptir ki, aynı dönemde bizdeki Turancı İttihatçılar da aynı tarz üzere gitmekten çekinmemişlerdir. Kafkas Cephesindeki fâcia yüklü çöküş haberlerinin yayınına yasak getirmiş, dahası Turancılık hayaliyle gencecik vatan evlâtlarını bu cephedeki ölüm cenderesine sevk edip durmuşlardır.
Öyle ki, cephede çöküş üzerine çöküş yaşanırken, o günün İttihatçı gazetelerinde Türk askerinin Ortaasya'ya doğru ilerlediği ve Turan hayalinin gerçekleşmek üzere olduğu yönünde haberler çıkıyor, yorumlar yapılıyordu.
Harpte "hile"ye cevâz vardır. Fakat, bu tür bilgilendirmelerin "harp hilesi"yle bir alâkası yoktur.
Yalan haberler ve uydurma bilgilerle kendi insanını göz göre maceraya sürüklemenin neresi harp hilesi...
Böyle bir tutum, hilecilik değil, olsa olsa yalancılık hanesine girer ve kendi tarafına zarar vermek hesabına geçer.
Zira, sonradan işin gerçeğini öğrenen insanlarınız, bir yandan sukût–u hayale uğramakta, bir yandan da ciddî ciddî kandırıldığı zannına kapılarak ye'se düşmektedir.
Ki, aynı günlerde Kafkas Cephesine pür heyecanla giden askerlerimiz, bilhassa gazi subaylarımızdan birçoğu, düştükleri hazin durumu hatıralarında açıkça ifade emişlerdir.
O halde, bu sakat anlayışa ne demeli ve bu yalancı yüzlere karşı ne yapmalı?
İslâm literatüründe, yalan bir "lafz–ı kâfir" olduğu gibi, sahte bilgilerle aldatmaya çalışmak da İslâm ahlâkıyla bağdaşmaz.
Bile bile yalan söylemek ve bilhassa başkasını yalan yere yanlış yola sevk edecek kadar bu işi ileri götürmek, acaba sahtekârlık ve ikiyüzlülük değil de nedir?M. Latif SALİHOĞLU
Üzerinden yüz yıla yakın bir zaman dilimi geçmiş olmasına rağmen, Çanakkale Harbinin yine de bilinmeyen birçok yönü var.
Dahası, milyonlarca insanımızın nazarında yanlış bilinen, hatta kasten empoze edilen yalan–yanlış noktalar var.
Meselâ, Çanakkale Zaferi ile M. Kemal arasında ısrarla bağlantı kurulmasına çalışılması ve sanki bu zaferin kazanılmasına onun bir dahli varmış gibi resmî beyanlarda bulunulması gibi.
Yıllar yılı empoze edilen bu tarz bilgi ve söylentilerin tamamı yalan ve gerçek dışıdır.
Zira, inkârı mümkün olmayan tarih kayıtlarında açıkça belirtildiği üzere, savaşın ilk gününden tâ Çanakkale Zaferi'nin kazanıldığı 18 Mart 1915 tarihine kadar olan süre içerisinde, M. Kemal, Çanakkale'de olmadığı gibi, savaş bölgesinde dahi değildir. Onun Eceabat'a varması dahi, zaferden günler sonrasına tekabül ediyor.
Şöyle ki: Ekim 1913'ten Ocak 1915'e kadar Sofya Ateşemiliterliği görevinde bulunan M. Kemal, 18 Mart'ta kazanılan Çanakkale Deniz Zaferinden beş gün sonra yarbay rütbesiyle Maydos'tan bu bölgeye (Eceabat'a) ancak intikal ediyor. Bölgeye intikal ettikten sonra da, Alman general Liman Von Sanders'in emrinde olmak üzere Gelibolu muharebelerine iştirak ediyor. (Bkz: MEB Yayını, İ. A., I. Cilt, s. 722–23)
Bu durumda, her yıl 18 Mart'ta kutlanan Çanakkale Deniz Zaferinin zorlamalı tevillerle M. Kemal'a mal edilmesine çalışılması, tarihin gerçekliğiyle zerrece bağdaşmıyor.
Evet, M. Kemal denizci olmadığı gibi, 18 Mart'ta kazanılan Çanakkale Deniz Zaferinde de herhangi bir dahli söz konusu dahi değildir. 23 Mart'ta Eceabat'a varmış olması, bu gerçeği değiştirmez.İşgalcilerin kabaran iştahı
Çanakkale Savaşının çarpıtılan bir başka yüzü de, işgal ve istilâ için Boğaz'a yüklenmiş olan İngilizler'e bakıyor.
İngilizler, birçok yerde olduğu gibi, Çanakkale Cephesinde de kendi vatandaşından ziyade, kendisine bağlı, ya da sömürge durumundaki ülkelerin askerlerini kullanma cihetine gitmiştir.
Avustralya'dan, Yeni Zelanda'dan (ANZAC), hatta sömürge hinterlandına giren Afrika ve Hindistan'dan (bir kısmı Müslüman) on binlerce asker toplayarak cepheye sevk etmiştir.
Savaş esnasında, ayrıca cepheye yeni yeni asker sevkiyatı yaptırabilmek için de, bilhassa basın ve haberleşme yoluyla yoğun bir propaganda faaliyeti yürütmüş.
İşte, resim yerinde görmüş olduğunuz illüstrasyon, söz konusu propagandalardan sadece bir tek nümunedir.
Bu tarz örneklerin sayısı çoktur. Yapılan bu tarz yalan–yanlış
(Çanakkale Savaşında cepheye sürülen Avusturalyalı (Anzac) bir askerin ağzından temsilî olarak "Gelibolu'yu aldık, sıra Çanakkale'de" diye söylettiriliyor ki, cepheye koşmak için maceracı gençlerin iştahı kabarsın.)
propagandalarla, evlâtları ölüm–kalım savaşında olan Büyük Biritanya'ya bağlı devletler topluluğuna şu mânâda mesajler veriliyordu: Hiç endişe etmeyin. Karşımızdaki Osmanlı kuvvetlerini kayıp vermeden yendik. Evlâtlarınız, Çanakkale'nin (Dardanel) bir yakasından diğerine elini kolunu sallayarak geçiyor. İsterseniz siz de gelin. Kayıtlarımız başlamıştır. Gelmek isteyen varsa, ismini hemen yazdırsın. Vesaire...
Evet, işte bu da yabancıların yalancı yüzüydü. Ülkelerine, habire yalan–yanlış haberler geçiyor ve medyayı da bu istikamette kullanıyorlardı.
Bizdeki diğer yalancılar
Ne gariptir ki, aynı dönemde bizdeki Turancı İttihatçılar da aynı tarz üzere gitmekten çekinmemişlerdir. Kafkas Cephesindeki fâcia yüklü çöküş haberlerinin yayınına yasak getirmiş, dahası Turancılık hayaliyle gencecik vatan evlâtlarını bu cephedeki ölüm cenderesine sevk edip durmuşlardır.
Öyle ki, cephede çöküş üzerine çöküş yaşanırken, o günün İttihatçı gazetelerinde Türk askerinin Ortaasya'ya doğru ilerlediği ve Turan hayalinin gerçekleşmek üzere olduğu yönünde haberler çıkıyor, yorumlar yapılıyordu.
Harpte "hile"ye cevâz vardır. Fakat, bu tür bilgilendirmelerin "harp hilesi"yle bir alâkası yoktur.
Yalan haberler ve uydurma bilgilerle kendi insanını göz göre maceraya sürüklemenin neresi harp hilesi...
Böyle bir tutum, hilecilik değil, olsa olsa yalancılık hanesine girer ve kendi tarafına zarar vermek hesabına geçer.
Zira, sonradan işin gerçeğini öğrenen insanlarınız, bir yandan sukût–u hayale uğramakta, bir yandan da ciddî ciddî kandırıldığı zannına kapılarak ye'se düşmektedir.
Ki, aynı günlerde Kafkas Cephesine pür heyecanla giden askerlerimiz, bilhassa gazi subaylarımızdan birçoğu, düştükleri hazin durumu hatıralarında açıkça ifade emişlerdir.
O halde, bu sakat anlayışa ne demeli ve bu yalancı yüzlere karşı ne yapmalı?
İslâm literatüründe, yalan bir "lafz–ı kâfir" olduğu gibi, sahte bilgilerle aldatmaya çalışmak da İslâm ahlâkıyla bağdaşmaz.
Bile bile yalan söylemek ve bilhassa başkasını yalan yere yanlış yola sevk edecek kadar bu işi ileri götürmek, acaba sahtekârlık ve ikiyüzlülük değil de nedir?M. Latif SALİHOĞLU
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)